Kemal Sunal İçin
O, çöpçülerin, kapıcıların, postacıların ve daha nice mesleğin kralı, Hababam Sınıfı’nın İnek Şaban’ı, varoşların yoksul öğretmeni, pavyonların düttürü klarnetçisi ve asık yüzlü, rüşvetçi Alman Polisiydi .. O bizdik, bizim olduğumuz her şey oydu, biz neredeysek o da oradaydı ve hepimiz aslında birer Kemal Sunal’dık ..
Onu izlediğimiz beyaz perde, toplumsal aynamızdı .. Kendi İnek Şabanlığımızı, kendi saflığımızı, kendi şark kurnazlığımızı, kendi masumiyetimizi, yüreğimizi, beynimizi izledik yıllar boyu .. Beyaz perde küçülüp evlerimize girdi, adı televizyon oldu toplumsal aynamızın .. Biz, bu kez evlerimizde bakıp durduk kendimize .. Hıçkırığı boğazına düğümlenen de bizdik, kahkahalar atan da ..
Büyük ağızlı, kocaman gülen adam, gülmeye alıştırmıştı bizi .. Şimdilerde moda olan garip jargonların yanında çok masum kalan argolarına, sakarlıklarına gülerken, sıkıntılarımızdan az da olsa uzaklaşıyorduk ve boyumuzu aşan sıkıntılarımızdı bizi onun tiryakisi yapan .. Kocaman gülen adam, asık suratlı, içine kapalı ve ciddi görünümlü toplumumuza, ilaç gibi gelmişti ..
Gülen adam, sabahın erken saatlerinde, alışık olmadığımız bir zaman diliminde ekrandaydı bu kez .. O ekranda yine gülüyordu ama, haber spikerlerinin okuduğu metin, insanları güldürecek cinsten değildi .. Kimse inanamadı, inanmamakta da haklıydı belki ama, gerçek olan, Kemal Sunal’ı yitirdiğimizdi .. Ekranda beliren “Son” yazısı, bu kez bir filmin bittiğini değil, defalarca izlenen özgün filmlerle dopdolu bir yaşamın sona erdiğini anlatıyordu ..
Dünyaca tanınan; siyasetin, bilimin, sanatın zirvesindekilerden; sokaktaki insana kadar herkesin sevgilisi olan Kemal Sunal, ülke sorunlarını dile getirdiği filmlerinde olduğu gibi bir finalle yaşama veda ediyordu .. Gündemde, kalp krizi, ilk yardım ve, havaalanlarındaki sağlık hizmetlerinin yetersizliği vardı ..
Birbirinden ciddi sorunları güldürerek anlatan sanatçı, Azrail’in kötü bir şakası sonucunda aramızdan ayrılmıştı artık .. Bırakıp gittiği düttürü dünyada kalanların döktükleri gözyaşı, onun içindi .. Çöpçülerin, kapıcıların, postacıların ve daha nice mesleğin kralı, varoşların yoksul öğretmeni, pavyonların keşfedilmemiş bestekarı ve Hababam Sınıfının İnek Şaban’ı içindi ..
Sevgi yine karşılığını bulmuştu ve, renkli dünyaları elinin tersiyle itip halkın gönlündeki tahtı tercih eden sanatçı, halkın sevgi seliyle uğurlanıyordu .. Sunal’ın usulca çekilip gittiği aynada, alabildiğine sevgi, alabildiğine hüzün ve alabildiğine vefa görülüyordu. Dualar hem onun için, hem de birer ikişer dünya okulundan kaytaran hababamlılar içindi .. Daha önce, Hafize Ana Adile Naşit’in kahkahalarıyla tanışan cennettekiler, şimdi geniş ağızlı adamın kocaman gülüşüyle şenleneceklerdi ..